Bebekten Sonra İşe Dönüş / Sık Sorulan Sorular – Bölüm 2
İşe dönüş sürecinde annelerin yaşadığı duygulara alan açmaya devam ediyoruz. Lohusa Dayanışması kurucusu Yağmur Yılmaz Özlü’nün kaleminden çıkan bu yazı, vedalaşmaların zorluğu ve işe dönmenin annelik kimliğiyle nasıl bir arada var olabileceği üzerine içten bir rehber sunuyor.

Bu yazı, Lohusa Dayanışması kurucusu Yağmur Yılmaz Özlü tarafından kaleme alınmıştır. Lohusalık döneminde anneler arası dayanışmayı güçlendirmeyi hedefleyen bu platform, annelerin yalnız olmadığını hatırlatmayı ve duygularına alan açmayı amaçlıyor.
- Çocuğum ağladığında işe gitmek daha da zor geliyor. Beni bırakmak istemiyor gibi… Bu ona zarar veriyor olabilir mi?
O vedalaşma anları… Kapıdan çıkarken kalbinin bir parçası içeride kalıyor gibi hissediyorsun. Bu duyguyu yaşayan o kadar çok anne var ki…
Ayrılmakta zorlanmak, özellikle de ona duyduğun sevgiyi düşündüğümüzde, çok anlaşılır bir tepki. Bebeğinin seninle vedalaşmak istemediğinde “Eyvah bir sorun var!” diyor musun?
Vedalaşırken verdiği tepkiler, sana duyduğu güveni ve ihtiyaç duyduğu bağı anlatmanın yollarından biri olabilir. Ağlaması, ayrılığı protesto etmesi belki de seninle olan ilişkisini ne kadar önemsediğinin bir göstergesidir. Her gün seni yeniden gördüğünde, “Annem gitti ama geri geldi” deneyimini yaşadıkça, iç dünyasında bir düzen oluşur. Bu iniş çıkışlı duygular hayatın ve büyümenin bir parçası olabilir. Ve evet, sen de bu süreçte zorlanıyor olabilirsin; tıpkı yavrun gibi. Bu da anlaşılır, kabul edilebilir bir durum.
Şefkatli hatırlatma: Her vedalaşma ve kavuşma, ilişkinizin ritmini oluşturan bir döngüye dönüşebilir. Bazen bu ritim kolayca akar, bazen sendeleyebilir. Ama o bağ tekrar tekrar kurulur, derinleşir, esner, büyür.
- İşe dönmek sadece çalışmak değil de bana ait bir alanın olduğunu hatırlamak gibi. Böyle hissetmem normal mi?
Bu soru, içinde pek çok duygu ve iç ses barındırıyor gibi. Bir yandan anneliği severek yaparken, diğer yandan kendine ait bir alanı özlemenin yarattığı o iç çatışma…
Bu hissi taşıyan ama dile getirmekte zorlanan pek çok anne var. Çünkü sanki bu iki durum birbirini dışlıyormuş gibi öğretiliyor bize: Ya kendini tamamen anneliğe adarsın, ya da çalışmayı seversin. Ama hayat böyle siyah beyaz değil. Ev dışında bir düzen kurmak seni daha az “anne” yapmaz. Annelik bir kimlikse, senin bireyliğin de öyle.
Çalışmayı istemek, bundan keyif almak ne anormal ne de bencilce. Bazen işe dönmek, sadece çalışmak değil; yeniden “ben” demek gibi oluyor. Bir kahveyi sıcak içebilmek… Bir fikrinin ciddiyetle dinlenmesi… Yalnızca bir işi tamamlamanın verdiği o içten tatmin… Yalnız değilsin.
Benzer duygularla yürüyen, bazen suçlulukla bazen iç huzuruyla ilerleyen pek çok anne var. Bu kadar düşünmen, hissetmen, sorgulaman... Tüm bunlar senin bu süreci ne kadar özenle taşıdığını gösteriyor.